AdraFest 2025: 6000 Yıllık Kültür, Klasik Müziğin Ezgileriyle Buluşuyor

TAKİP ET

Kazdağları'nın eteklerinde, taşlara sinmiş binlerce yıllık bir sessizlik bu yıl yine müzikle uyanıyor.

Homeros’un “bin pınarlı İda” diye andığı bu büyülü coğrafyada; tarih, doğa ve sanat bir araya geliyor. AdraFest 2025, sadece bir festival değil; toprağın hafızasını notalara dönüştüren, geçmişle bugünü aynı sahnede buluşturan benzersiz bir yolculuk.

Antik Taşlardan Yükselen Notalar

6000 yıllık Adramytteion Antik Kenti’nden yola çıkan festival, Balıkesir Körfezi’nin altı ilçesinde yankılanıyor. Burhaniye Ören, Akçay, Altınoluk, Edremit, Ayvalık, Gömeç ve Havran, bu yolculuğun istasyonları.
3–12 Ağustos 2025 tarihleri arasında düzenlenen festivalde, klasik müzik 11 farklı konserle tarihî ve doğal mekanlarda yeniden hayat buluyor. Her bir konser, mekânın ruhuna uygun olarak tasarlanıyor; kimi zaman antik bir limanda keman sesleri rüzgâra karışıyor, kimi zaman bir zeytinliğin gölgesinde çellonun hüznü toprağa dokunuyor.

Yaşayan Bir Kültürel Model

Festivalin Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sabriye Çelik Uğuz, AdraFest’i bir etkinlikten öte, yaşayan bir kültürel model olarak tanımlıyor. Onun sözleriyle:

“AdraFest, geçmişin sahneye, sahnenin topluma açıldığı bir yolculuktur. Bu toprakların hafızasını müzikle, arkeolojiyle, gönüllülükle yeniden örüyoruz.”

Genç sanatçılar için eğitim imkânı sunan, gönüllüler ve kurumlar arasında özgün iş birlikleri kuran bu yapı; sanatla kalkınmayı, doğayla sanatı yan yana büyütmeyi amaçlıyor. Bugüne dek 360’tan fazla genç birebir müzik eğitimi almış, 160’ın üzerinde sanatçı sahneye çıkmış ve 15 binden fazla izleyici bu konserlere ücretsiz olarak katılmış. Bu yıl ise 11 konser, 36 sanatçı ve 40 kurumsal paydaş ile kültür yine Körfez’de can buluyor.

Bilim, Sanat ve Hafıza Arasında Bir Köprü

Adramytteion Kazı Başkanı Dr. Hüseyin Murat Özgen, festivalin yalnızca sanatsal değil, bilimsel bir derinliğe de sahip olduğunun altını çiziyor.

“Bu coğrafyanın çok katmanlı kültürel mirasını izlenim, ses ve duygu yoluyla görünür kılmaya çalışıyoruz.”

Neolitik dönemden Osmanlı’ya uzanan tarih boyunca sessiz kalan pek çok iz, bu festivalle konuşmaya başlıyor. Bu yılki konserlerin her biri, antik kaynaklardan ilham alan tematik başlıklarla sahneleniyor.
Örneğin:
    •    “Paulus’un Gemisi”, Aziz Paulus’un Roma’ya yolculuğuna adanıyor.
    •    “Stratonike’nin Kokusu”, Pergamon Kraliçesi’nin efsanevi parfümüne bir selam.
    •    “Ksenokles’in Nefesi”, Roma Senatosu’ndaki bir hitabetin izini sürüyor.
    •    “Atyanas’ın Vedası”, Antik Olimpiyat şampiyonunun kaçırılışına yazılmış bir ağıt…

Her bir tema, hem tarihî bilgiye hem duygusal derinliğe yaslanıyor.

Körfez’in Geleceğine Müzikal Bir Bakış

Festivalin Sanat Yönetmenliğini üstlenen keman virtüözü Prof. Dr. Cihat Aşkın, çok kıymetli sanatçılarla birlikte festivalin ruhunu şekillendiriyor. Sahne alacak isimler arasında;
Erdem Şimşek (bağlama), Muhammed Yıldırır, İzmir Klarinet Kuartet, ADRA Kuartet, Rönesans Kuartet, Esra Kayıkçı Trio, Marmara Ensemler, EMART Vakfı genç yetenekleri, Çiğdem Çelik, Seyyah Tatlıdede, Caner Can, Yelda Özgen Öztürk gibi isimler yer alıyor.

Konserlerin bir kısmı antik kazıevlerinde, bir kısmı ise İda-Madra Jeoparkı gibi özel alanlarda gerçekleşiyor. UNESCO Küresel Jeopark Ağı’na aday gösterilen bu bölge, doğayla sanatın nasıl yan yana var olabileceğinin en güzel örneklerinden biri.

Bir Festivalden Fazlası

AdraFest sadece kulağa değil, kalbe ve hafızaya da hitap ediyor. Bölgedeki zeytin ve üzüm mirası, yerel üreticiler, müzeler, gönüllüler, turizm işletmeleri ve STK’lar, bu kültürel ağın bir parçası.
Burada müzik, yalnızca bir sanat formu değil; geçmişi duyumsamanın, geleceği kurmanın bir yolu.

Not: Eğer bu yaz Edremit Körfezi’ne yolunuz düşerse, AdraFest’in büyüsüne kapılmadan dönmeyin. Antik taşlar arasında süzülen notalar, size yalnızca bir konser değil, unutulmaz bir zaman yolculuğu yaşatacak.
Çünkü bazı melodiler vardır ki, yalnızca kulağınıza değil… kalbinize, hafızanıza ve geçmişinize dokunur.